7 Mart 2011 Pazartesi

Sahip olmak ya da sevmek: Wendy and Lucy

Bir şarkı, bir şiir ya da bir fotoğraf hakkında yazılan bir yazıdan yola çıkarak onu anlamak ne kadar imkansızsa bir filmi de yazılanlardan yola çıkarak anlamak o kadar imkansız, o kadar zor. Buna film yazılarının enflasyonu da eklenince; sadece kendi jargonuyla okunan ve yazılan ve en önemlisi de ya hep öven ya da kıyasıya eleştiren bir yazı sınıfı orataya çıkıyor. O yüzden bu yazıyı bunlarla sakatlamadan yazmaya çalışacağım.

Aslında insan-köpek ilişkisine çok yeniyim. Köpeğin insana olan sevgisinin karşılıksız kuvveti, kinsiz, öfkesiz ama küçük yaramazlıklarla dinamikleşen yapısı köpeği olmayan insanlar için kolayca anlaşılabilecek bir şey değil. Cemil Meriç sokaktaki insandan sıkılıp kitaptaki insana sığınır ya o misal modern hayat insanı sokaktaki insanın sevgisinden kaçırıp o 15-20 yıl yaşayan dört bacaklı arkadaşların sevgisine sığındırıyor...

Ama bu öyle bir ilişki ki aslında doğa kanunlarıyla sınırları belirlenmiş olmasına rağmen sınırlar hem "köpeğin insani" çabası hem de "insanın köpekcil" çabası ile her iki tarafı da memnun edecek şekilde esniyor ya da daralıyor. Açıkcası bu çabanın çoğu zaman ve bıkmadan köpekler tarafından gösterildiğini hemen hemen herkes kabul edecektir. Ve en nihayetinde sahiplik ilişkisi köpeğin gerçekten sevildiği ve anlaşıldığı durumlarda 'sahiplik' ilişkisi 'yol arkadaşlığı' na dönüşüyor...Yol arkadaşlığı ise kimi zaman herkesin yoluna gitmesi demek... Wendy and Lucy işte tam da buralarda bir şeyler söylüyor. 

Filmin başrolünde bu sene Blue Valentine filmindeki oyunculuğuyla Oscar adayı olan Michelle Willams var. Williams filmdeki rolüne adapte olabilmek için gerçekten bir kaç gün arabada uyumuş ve 2 hafta boyunca ne makyaj yapmış ne de saçlarını yıkamış. O kadar ki film setine gelen hayranları onu görmezden gelmiş. Bu biraz da yönetmenin Williams' ın bu rol için fazla hoş bir kadın olduğuna dair kaygılarından kaynaklanıyor.

Lucy ise bir Retreiver ve Shepherd karışımı. Bu Lucy' nin ilk filmi değil, yine aynı yönetmenin Old Joy adlı filminde oynamış. Tüm köpekler kadar oyuncu, tüm köpekler kadar sadık. Film boyunca onun için endişeleneceğiniz kadar da tatlı.


Velhasıl hikayenin ortasından başlayan ama en önemlisi insanı ve köpeği aşırı dramatize etmeden meselenin en zor yerinde çok güzel şeyler söyleyen bir film Wendy and Lucy: Köpeğinizin sahibi misiniz? yoksa çok zor kararları verebilecek kadar arkadaşı mı?

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...