17 Şubat 2011 Perşembe
Ilk baglanis, ilk ayrilis ve Zilli
Nerede nasil baslar bilinmez. Ilk hatirladigim dedemin aldigi civcivlerin gagalarini öpmeye karsi duydugum asiri istek. Sonrasinda komsunun kurbanlik koyununu kestirmemek icin gecirdigim sinir krizi ve belediyeden kacirip mezarlikta baktigim sokak köpekleri..
Annem köpeklereden, tüm hayvanlardan korkar yolda köpek görse kaldirim degistirirdi. Kimse ögretmedi yani onlarla iliski kurmam gerektigini. Dokuz yasinda mahallenin sakat dogmus 4 kedisini eve aldim biberonla besledim, evde ayni zamanda kusumuz limon ve hem su hem kara kaplumbagalarimiz vardi. Ikiz kardesim ve ben onlarla eglenmiyor ciddi ciddi ilgileniyorduk. Hepsi göcüp gitti. Beceremedik tabi. bir süre sonra zilli geldi evimize. Hayvan konusunda sorumluluk bilmeyen yetiskinlerin yaptigi gibi babam da neden aldigini bilmeden terrier zilliyi bize getirmisti. Bir cok sahip degistirmis psikolojisi alt üst olmustu. Cogu Türk kadini gibi gereksiz titizlik segileyen annem yine cogu Türk kadini gibi evi kirlettigi icin onu istemedi. O da bizim gibi cisini kakasini yapiyor zaman zaman da ilgi cekmek icin yaptiklarini yiyordu. Hircinlasmis her yerimizi isirmaya baslamisti ama ben raziydim. Dokuz yasinda annelik icgüdüme hakim olamiyordum coktan cocugum olarak görmustum. Algilar aciz ve savunmasiz olani evlat kiliyor kadinlar icin. Eger icinizde bunu her canli da görebilecek temizlik varsa. Ben gördüm. Direndim. Ilgilendim ama yetmedi. Dünya yetiskinlerindi ve yapabilecegin cok bir sey yoktu. O da bizim maceramiz olarak kalacakti. Büyüyüp benim kücükken bir 'süs köpegim vardi' diyecektik cogumuzun dedigi gibi. Sonra kirilan oyuncaklari firlatip attigimiz gibi unutacak zamaninin hayvanseverligi ile gurur duyacaktik.
O gün gelen beyaz arabada iki adam vardi. Zilli'yi aldilar. Mamasini da... Öylece bakmadim arabanin arkasindan kostum kendimi yerlere attim ama gitti. O zamanlar Yesim Salkim' in 'deli mavi' sarkisi yeni cikmisti ve sarkida son bakisin duruyor gözümde diyordu. Ön koltuktan bana bakan Zilli'nin son bakisi aklimdan hic gitmedi. Bir yil boyunca her aksam yemeginde ya o acsa diye agladim ve o klip her ciktiginda zilliyi dusunup kahroldum. Dokuz yasin arabeski, isteyip alinmayan oyuncak icin degil gercek sevgiyi icimizde tasigimizi farketmeyen ebeveynlerimiz yuzunden yasandi. Cünkü biz onu oyuncak degil canli olarak sevmistik..
Gecistirmelik bir kac yalan disinda ondan hic bir haber alamadik. Muhtemelen verilen kisiler de bir baskasina vermis bir sürü insan ve ortam degistirdikten sonra göcüp gitmisti ki umarim öyle olmamistir..
Üc yil sonra tarih tekerrür etti ve evimize Sunny geldi. yine bilincdisi alinmis ve getirilmisti. bu sefer birakmadim ve 12 koca yil gecirdik, beraber büyüdük. Sunny' i daha sonra genis genis anlatacagim size..
Sunny
Peki bunlari neden yazdim. Bilmiyorum. Simdi Otto var ve ona her baktigimda Zilli ve Sunny disinda sokaklarda aci ceken köpekleri, kedileri, atlari da düsünüyorum. Benim gibi olmak zor, icin hep acir ama bir yerlerden tutmak icin hep cabalarsin . Ben nerelerden nasil tutuyorum onlar icin neler yapiyorum bunlari da anlatmak isterim. Niye mi yine bilmiyorum. Belki benim gibiler varsa güc olsun moral olsun destek olsun diyedir..
Merak edenler icin not: Ben bunlari yazarken Otto babasiyla is yerinde ortaligi karistirip bahcedeki agaci yiyormus bilginize.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
keşke okumasaydım dedim sonunda...ben de çok fazla şey hatırladım.ama çok güzel bir yazı herşeye rağmen..
Yorum Gönder